MASADA SÖZÜMÜZ, SAHADA KARARLILIĞIMIZ VAR
Sahadan Kaleme, Kalemden Gündeme-7 Toplu sözleşme yalnızca masada verilen bir mücadele değildir. O masa, sahadan beslenmeyen hiçbir cümleyi taşımaz. Çünkü bizim için teklif dediğimiz şey, üyemizin sahadaki talebinden doğar. Aylar süren bir emek, yüzlerce geri bildirim, binlerce not… İstanbul’un altı ilçesinde görev yapan temsilcilerimizden gelen raporlar, yönetici buluşmalarında dile getirilen başlıklar, okul ziyaretlerinde bizlere anlatılan sorunlar, WhatsApp gruplarında yükselen her itiraz… Hepsi dikkatle analiz edildi ve nihayetinde Eğitim-Bir-Sen’in imzasıyla 93 maddelik teklif dosyasına dönüştü. Bugün o talepler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda masada. Geçmişin Birikimi, Geleceğin Teminatı Yetkili sendika olarak daha önceki yedi dönemde 88 kazanımı eğitim çalışanlarının hanesine yazdırmıştık. Şimdi bu kazanımları koruyarak, sahadan yükselen yeni talepleri güçlü bir teklife dönüştürdük. Kazanım deyince sadece oransal zam anlaşılmasın. Çünkü biz, geçen toplu sözleşmede teklifi yetersiz bulduğumuzda imza atmadık. Ama sahadan gelen beklentileri terk de etmedik. Sessizce ama kararlılıkla çalışmaya devam ettik. O yüzden bugün taleplerimizin kapsayıcılığı, yalnızca bir kalem maaş artışını değil; çalışma huzurunu, sosyal dengeyi ve mesleki saygınlığı da içine alıyor. Masada 93 Madde Var Ama Her Maddenin Arkasında Bir Hikâye Bu teklif, sadece bir sendikal metin değil; birikmiş emeklerin, görülmeyen yüklerin, ses verilmeyen alanların hikâyesidir. Akademik zam beklentisiyle sabırla bekleyen üniversite personelinin,
Ek ders birim ücreti eriyen, ücret karşılığı değil emek karşılığı çalışan öğretmenin,
Kariyer sistemine dahil edilmediği için her terfide göz ardı edilen idarecilerin,
Büyükşehirde tek maaşla yaşam mücadelesi veren memurun,
Aynı okulda, aynı işi yapmasına rağmen eşit ücret alamayan öğretmenlerin sesi bu teklifin satırlarında yankı buluyor. Bu yüzden müzakere masasında konuşulacak her madde, sadece teknik bir düzenleme değil, bir adalet çağrısıdır. Sahanın Nabzını Tuttuk, Talepleri Sahiplendik “Teklifiniz, talebiniz olsun” çağrımız bir slogan değildi. Eğitim çalışanlarının ne hissettiğini anlamak, neye ihtiyaç duyduğunu görmek ve çözüme dönüştürmek için sistematik bir veri çalışması yaptık. İşte bu yüzden bugün masadaki teklifler, yukarıdan değil yerelden beslendi. Bizim için yetkili sendika olmak sadece masada sandalye sahibi olmak demek değildir. Yetkin olmak, hazırlıklı olmak ve çözüm önerileriyle masaya oturmaktır. Bu sürece o bilinçle yaklaştık. Taleplerimizin Temeli: Adalet, Denge ve İnsan Onuru Talebimiz yalnızca maaş artışı değildir. Talebimiz, emeğin hak ettiği karşılığı görmesidir. Talebimiz, akademisyenin geçim derdini düşünmeden ders çalışmasıdır. Talebimiz, köy öğretmeninin barınma ve ulaşım sıkıntısıyla mücadele etmemesidir. Talebimiz, süt iznini bile kullanamayan kadın öğretmen için kolaylık sunan bir sistemdir. Ve en önemlisi: Talebimiz, bu ülkenin geleceğini yetiştiren eğitimcinin itibarının korunmasıdır. Son Söz 8.Dönem Toplu Sözleşme, bir sendikal takvim maddesi değil; geleceğe dair umutların karşılık bulmasıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak yetkimizin hakkını sahadan aldığımız güçle vermeye, her koşulda üyemizin yanında olmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim için sendikacılık, sadece imza atmak değil; gerektiğinde imza atmamak, ama daima mücadele etmektir.
Emre Şahin Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkan Yardımcısı